Günaydın Kökeni Nedir? Bir Ekonomistin Gözünden Selamlaşmanın Değeri Sabahın erken saatlerinde, kahve kokusu eşliğinde düşünmeye başladığınızda fark edersiniz: Ekonominin özü, kıt kaynaklarla yapılan sonsuz seçimlerdir. Zaman, enerji, dikkat… Hepsi sınırlıdır. Tıpkı bir piyasa gibi, sosyal hayatımız da bu kaynakları nasıl paylaştığımızla şekillenir. Ve işte tam bu noktada, basit bir kelime devreye girer: “Günaydın.” Bu ifade, sadece bir selamlaşma değil, insan ilişkilerinin görünmeyen ekonomisidir. Her “günaydın”, bireylerin sosyal sermayeye yaptığı bir yatırımdır; küçük ama etkili bir etkileşim biçimi. Peki, “günaydın” sözcüğünün kökeni nedir ve neden ekonomik bir perspektiften anlamlıdır? Günaydın Kelimesinin Kökeni: Dilden Ekonomiye Bir Geçiş Dilsel Köken ve Anlamın Evrimi…
4 YorumEtiket: bir
Katana Neyi Temsil Eder? Çeliğin Kalbinde Saklı Duygular O sabah rüzgâr hafifti, ama havada bir ağırlık vardı. Eski bir Japon köyünün sisli yollarında, genç bir dövüş ustası olan Ryo, katanasını dizlerinin üzerine koymuş sessizce düşünüyordu. Onun karşısında, kılıcın ruhunu kelimelerle anlayan bir kadın vardı: Hana. Ryo’nun dünyası net çizgilerden, stratejilerden ibaretti; Hana’nınki ise duyguların, sezgilerin, kalplerin birbirine dokunduğu bir yerdi. Ve o gün, ikisi de “katana neyi temsil eder?” sorusuna kendi cevaplarını bulacaklardı. Çeliğin Hikâyesi: Bir Adamın Disiplini, Bir Kadının Şefkati Ryo için katana, bir araçtı. Hedefe ulaşmak için mükemmel biçimde tasarlanmış, soğukkanlı bir çözüm. Ustalığı, çeliğin keskinliğiyle ölçülürdü. Her…
4 YorumÇekmeceli Dolap Ne Denir? Eğitim Perspektifinden Pedagojik Bir Değerlendirme Eğitim, tıpkı bir çekmeceli dolap gibi, her bir bireyi farklı alanlara ayıran ve her alanı keşfetmeye davet eden bir yapıdır. Her çekmece, bir öğrenme sürecini temsil eder: Bazen sıklıkla açtığınız, bazen ise sadece ihtiyacınız olduğunda uğradığınız alanlar. Bir eğitimci olarak, öğrencilerimin öğrenme yolculuğunda her biri farklı bir “çekmeceyi” açarken karşılaştıkları zorlukları ve keşifleri gözlemlemek her zaman ilgi çekici olmuştur. Öğrenme, sadece bilgiyi almak değil, aynı zamanda o bilgiyle ne yapacağımızı ve nasıl dönüştüreceğimizi anlamaktır. Çekmeceli bir dolaba bakarken, aslında zihinsel dünyamızın da organize edilmiş, birbiriyle bağlantılı katmanlarına bir göz atıyoruz. Peki,…
8 YorumKanatsız Kuşlar Nerede Çekildi? Pazarlama Sisinin Ardındaki Gerçek ve Cesur Bir Değerlendirme “Kanatsız Kuşlar nerede çekildi?” sorusunu basit bir lokasyon merakı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu soru, yerel yönetimlerden yapım şirketlerine, turizmden mahalle kültürüne kadar uzanan bir ekosistem tartışmasının kapısını aralıyor. Benim iddiam net: Dizi sektöründe lokasyon bilgisi çoğu zaman bilinçli bir belirsizlikle paketleniyor; PR faydası maksimuma çıkarılırken kamusal şeffaflık asgari düzeyde tutuluyor. Gelin, bu sis perdesinin içine cesurca dalalım. Kısa cevap isteyenlere: Kanatsız Kuşlar ağırlıklı olarak İstanbul’da, özellikle de Beykoz çevresi ve çeşitli semtlerde çekildi. Bazı içerikler Çekmeköy vurgusu da yapıyor. Kaynaklar: dizi platformları ve set haberleri. ([Dizisi][1]) Kanatsız Kuşlar Nerede…
6 YorumÖğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Kimlik Üzerine Bir Yolculuk: Türkleşmiş Moğol Kimdir? Eğitim, yalnızca bilgi aktarmak değil, anlam inşa etmektir. Her öğrenme süreci, bireyin kimliğini yeniden şekillendirir. Tıpkı bir öğrencinin öğrendikçe değişmesi gibi, toplumlar da tarih boyunca etkileşimler sonucu dönüşür. Türkleşmiş Moğol kavramı da bu dönüşümün tarihsel ve kültürel bir örneğidir. Bir kimliğin başka bir kimlikle harmanlanması, öğrenmenin ve kültürel etkileşimin en derin biçimlerinden biridir. Bir eğitimci gözüyle bakıldığında, Türkleşmiş Moğolların hikâyesi yalnızca tarihsel bir olgu değil; aynı zamanda öğrenmenin, uyumun ve kimlik inşasının pedagojik bir yansımasıdır. Tarihin Öğretmenliği: Türkleşmiş Moğolların Kökeni Moğollar, 13. yüzyılda Orta Asya’dan dünyaya yayılan büyük bir imparatorluk…
4 YorumInvisible City Nerede Çekildi? Toplumsal Görünürlük ve Görünmezliğin Şehri Üzerine Bir Sosyolojik Analiz Bir sosyolog olarak şehirleri yalnızca mekânlar olarak değil, insan ilişkilerinin, güç dinamiklerinin ve kültürel anlamların yoğunlaştığı canlı organizmalar olarak görürüm. “Invisible City” (Görünmez Şehir) izlerken de beni en çok etkileyen, kentin sadece binalardan ibaret olmadığını; aynı zamanda insanların kimliklerini, rollerini ve toplumsal sınırlarını yeniden ürettiği bir sahne olduğuydu. Peki bu şehir nerede çekildi? Evet, dizi Brezilya’nın São Paulo kentinde çekildi — ama aslında hikâye, yalnızca orada geçen bir anlatıdan çok daha derin: görünürlük ile görünmezlik arasındaki toplumsal mücadelenin sembolik bir ifadesi. São Paulo: Görünmezliğin Görkemli Mekânı São…
8 Yorum“Güç Beğenir” Nasıl Yazılır? Psikolojinin Merceğinden Bir Güç İhtiyacı Analizi Bir Psikoloğun Meraklı Girişi: Güç, İnsan Zihninin Sessiz Tutkusu İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog için “güç” kavramı, her zaman merak uyandırıcı bir alandır. Güç, yalnızca fiziksel bir üstünlük değil, aynı zamanda bir benlik arayışıdır. Peki, “güç beğenir” derken neyi kastediyoruz? Bu ifade, Türkçede hem bir dilbilgisel tartışmayı hem de derin bir psikolojik eğilimi içinde barındırır. İnsan neden gücü beğenir? Gücü beğenmek, güce hayran olmak mıdır yoksa ona teslim olmak mı? Bu yazıda kelimenin anlam katmanlarından yola çıkarak, insan zihninin güçle olan karmaşık ilişkisini bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden…
6 YorumKalpazan Kitabının Yazarı Kimdir? Mizahın Kalbine Yolculuk! Bazen bir kitap, sadece bir hikâye değildir — bir karakter, bir zihin oyunu, hatta bir toplumsal yansımadır. “Kalpazan” kitabı da tam olarak böyle bir eser. Ama gelin itiraf edelim, çoğumuzun aklına ilk soru şu oluyor: “Bu zekice entrikaları kim yazdı acaba?” İşte bu yazıda, kalpazanlığın edebiyattaki halini, mizahi bir gözle, biraz da toplumsal cinsiyetin büyüteciyle inceleyeceğiz. Hazırsanız, hem gülüp hem düşünmeye davetlisiniz. Çünkü “kalpazanlık” sadece sahte para işi değil, bazen duygular, bazen kelimeler, bazen de karakterler üstünden yazılan bir sanattır. “Kalpazan” Kitabının Yazarı Kimdir? Cevabı hemen verelim: “Kalpazanlar” (Les Faux-Monnayeurs) adlı romanın yazarı…
8 YorumGulet Hangi Ağaçtan Yapılır? Denizin ve Zanaatin Kesiştiği Nokta Denizle insan arasındaki ilişki, her çağda hem doğaya meydan okuma hem de onunla uyum kurma arayışı olmuştur. Gulet, bu ilişkinin en zarif örneklerinden biridir: ahşabın sıcaklığını, ustalığın sabrını ve denizin özgürlüğünü aynı bedende taşır. Peki bu zarif yelkenli, hangi ağaçtan doğar? Soru basit görünse de ardında tarih, kültür ve malzeme biliminin uzun bir hikâyesi vardır. Tarihsel Arka Plan: Osmanlı Tersanelerinden Akdeniz’in Mavisine Gulet kelimesi, köken olarak Fransızca “goélette” (yelkenli tekne) sözcüğünden gelir, ancak Anadolu sahillerinde bambaşka bir kimliğe bürünmüştür. 18. ve 19. yüzyıllarda Bodrum, Marmaris ve Fethiye gibi bölgelerde deniz ticaretiyle…
8 YorumJüpiterde 1 Yıl Dünyada Kaç Gün? Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Güç, ideoloji ve toplumsal düzen üzerine kafa yoran bir siyaset bilimcinin bakış açısından bakıldığında, Dünya ve evrende başka gezegenlerin hareketi arasında kurduğumuz paralellikler, hem iktidar ilişkilerini hem de toplumsal yapıyı anlamamıza önemli ipuçları sunabilir. Jüpiter’in bir yılının uzunluğu, Dünya’nın takvimiyle kıyaslandığında, toplumsal düzenin ne kadar izafi ve şartlara bağlı olduğuna dair derin bir soru işareti yaratır. Bu soruyu sorarken, gezegenlerin hareketine dair soyut hesaplamalardan ziyade, güç, iktidar ve toplumsal yapıyı etkileyen unsurları analiz etmek çok daha anlamlı olacaktır. Jüpiter’de 1 yıl, Dünya’da tam 4.333…
8 Yorum